Hafif bir şekerleme
Sırtımda soğuk terleme
Derken topladım ağı
Ağda alaca buzağı
Gözüm sürünün izinde
Salladım epey dizimde
Nağmeler söyledi rüzgâr
Dolaştım durdum sitemkâr
Bıraktım avâre gezmeyi
Sürdüm ateşe cezveyi
Attım dereye oltayı
Vurmuşum taşa baltayı
Takılmış çalıya Mehtap
Mehtap değil bir afîtap
Şöyle bir baktım nabzına
Serdim kilimi omzuna
Anlattı bana Neşe’yi
Dönmüş meğerse köşeyi
Mehtabı attım dereye
Misine çektim geriye
İğnemde batık gemi
Papirüsten üç yelkeni
Önümde kaptan köşkü
Panodan düşmüş aşkı
İskele altı kasa
Dağıldı gitti tasa
Çekmece dolu yakut
Tacı sorgucu unut
Attım dereye kasayı
Sıkı tutun Musa’yı
Bilmez uzunu kısayı
Atacak şimdi masayı
Gönder tavşan kanı çayı
Unutma çana vurmayı
Aralık 2017
*** Avcıların toplandığı meclislerde fazla atan olduğunda çana vurmak adettendir